Çin’deki Apple fabrikasının teknik olarak bir Apple fabrikası olmadığını öncelikle bilmek gerekiyor. Nokia, Samsung gibi birçok cihazın plastik kapaklarından, hoparlörlerine; tuş takımlarından, devrelerine kadar birçok önemli parçası Foxconn tarafından üretiliyor.
Bu dev teknoloji üreticisi, kendi bünyesinde barındırdığı şirketler aracılığıyla telefon parçalarının %70’ini üretirken adını da dünyaya duyurdu. Fakat kötü bir şöhretle.
Foxconn, Tayvan merkezli devasa bir şirket.
Şirket, Tayvanlı iş adamı Terry Gou tarafından kuruldu. 2018’de kayıtlara geçen 1,3 milyon çalışanı ile Çin’deki en büyük işverenlerden biri kendisi.
Dünya genelinde 2,1 km alanı kaplayan dev tesislere de sahip. Şehir benzeri kompleksleri ile çevrili olan bu tesislerde, Foxconn’un ürünleri âdeta bir endüstriyel şehirde üretiliyor.
Şirketin lideri Terry Gou, 7 milyar dolarlık servetiyle dikkat çekerken Tayvan’ın Donald Trump’ı olarak anılıyor. Kendisine garip bir şekilde “general” diye hitap edilmesini tercih eden Gou, Foxconn’un başarısını yönlendiren isimlerden biri olsa da şirketin gücü ve etkisi zamanla arka planda kaldı.
En önemli üretimi ise Apple ürünleri.
Samsung, HP, Nokia gibi markaların yanında ürettiği ürünler arasında en popüler olanı iPhone. Üretimin yapıldığı bölge, tarihsel olarak insanların yoksulluk çektiği bir eyalet. İnsanların buraya ‘iPhone eyaleti’ dediğini de atlamamak gerek.
Çalışanlar bu bölgeye başka şehirlerden geliyor, tesislerde yaşıyorlar. Hapis hayatı desek sanki daha doğru olur, çünkü bu işçiler âdeta bir köle gibi çalıştırılıyor.
Bu fabrikaya işçi alınmak için ne gibi şartlar gerekiyor merak edebilirsiniz. Hemen söyleyelim; tek yapılması gereken, fabrika dışında işe alınmak için oluşturulan kuyruğa girmek!
Şirket, zamanla yaşanan intihar vakalarıyla ciddi eleştirilere maruz kaldı.
Foxconn, intihar eden çalışanlarının ardından oluşan bu krizle başa çıkabilmek adına “General” Gou’nun öncülüğünde, ABD merkezli Burson-Marsteller adlı halkla ilişkiler şirketiyle iş birliği yapma kararı almıştı. Foxconn, “Savaşırken yabancıların oyun kurallarını kullanın” ilkesinden yola çıkarak krizi yönetmeye çalıştı.
İşçilerin fabrika tesisinde yaşadığı yoğun mesailer, emeklerinin karşılığını alamayışları ve tesisteki zor şartllar, onları intihara sürüklediğini gösteriyordu.
Şirket, her ne kadar bu durumu kabul etmese de fabrikanın köle gibi insan çalıştırdığı su götürmez bir gerçek. İşçiler 12 katlı binalardan dışarı çıkamıyor, 8 kişi bir odayı paylaşıyor ve her katta 200 kişinin ortak kullandığı bir banyo bulunuyor.
Olayla ilgili yapılan soruşturmalar sonucunda işçilerin istifa etmelerinin de yasak olduğu fark edildi.
Zor şartlar altında çalışan işçiler, bu durumdan şikayet ederken ellerinden gelen başka bir şey olmadığı da belirtiliyor. Foxconn’un dev Longhua fabrika tesisinde 300,000’e yakın çalışan; iPhone, Sony PlayStation ve Dell bilgisayarları üreterek günlerini geçirirken yaşanan intiharlar üzerine şirket, çalışanlarının morallerini yükseltmek adına bir kutlama düzenlemişti.
Çalışanlarının benzer sebeplerle binalardan atlayarak intihar etmesi, zamanla Foxconn’un sahibi Terry Gou’yu basının eleştiri odağı hâline getirdi.
İntiharlar, şirketi dünya genelinde, özellikle de iPhone gibi ürünleri uygun fiyatlarla piyasaya sürmek adına genç işçilere ağır koşullarda çalıştığı bir endüstri canavarı olarak tanıtmıştı.
Yalan da sayılmaz; şirket hakkında çalışanların söyledikleri, bu iddiaları destekliyor. IBM, Cisco, Microsoft, Nokia, Sony, Hewlett-Packard ve Apple gibi Foxconn ile yakın ticari ilişkilere sahip olan şirketler için bu olaylar ciddi bir baskı ve halkla ilişkiler sorunu olarak ortaya çıkmıştı.
Gou, intiharları ciddiye almadığını şu şekilde ifade ediyordu:
Nitekim 5. intihar vakasından sonra Foxconn, kriz yönetimi durumuna geçmedi. Ancak bu tarihten sonra, intihar edenleri engellemek adına binalarının çevresini 3 milyon metrekare tel örgülerle çevirmeyi, 24 saat çalışan bir destek hattı kurmayı ve işçi maaşlarını %30 oranında artırmayı çözüm olarak sundu.
İşçi gücünü daha etkili bir şekilde kullanmak amacıyla Gou; yiyecek, sağlık ve barınma ihtiyaçlarını iş yerinde karşılamaya karar verdi.
Bu strateji, maliyetleri büyük ölçüde düşürerek rakiplerini geride bırakma konusunda neredeyse üstünlük sağlayacaktı. Gerçekten de böyle yaptı.
Yemeklerde kullanılan yumurtalar, kampüste yetiştirilen tavuklardan elde ediliyor, işçilerin kullanacağı aletleri üretmek için özel olarak oluşturulan bir ekip görevlendiriliyordu.
Girişi hapishane atmosferini andıran kampüste, fast-food dükkanları, ATM’ler, olimpik yüzme havuzları, servis duyurularının yapıldığı LED ekranlar ve kitapçıların bulunduğu monoton bir şehir vardı.
Kitapçılarda, Gou’nun biyografi kitapları öne çıkıyordu.
Bu kitaplarda ilginç prensiplerine geniş bir yer veren Gou, “Çalışmak da bir tür eğlencedir, zorlu bir çevre, iyi bir şeydir”, “1000 kişilik bir ordu kolay bulunur ama bir general bulmak zordur.” gibi ifadeler kullanıyordu.
Kendisine “patron” değil, “general” diye hitap edilmesini istiyordu. Bu da kendisinin nasıl bir sistemle çalıştığını gözler önüne seren yeterli bir sebep aslında.
Şirketin önemli dönemeci, 1980’de Atari ile yaptığı iş birliğiyle oldu. Bu anlaşma, şirketin büyüme sürecinde kritik bir adımdı. 2600 konsol üretimiyle başlayan iş birliği, Foxconn’un ilk büyük iş ortaklığını da sağladı. Daha sonra tüketici elektroniği alanında hızla büyüyerek Tayvan’da özel sektörde lider konumuna ulaştı.
Şirketin bu hızlı yükselişi, medyanın gözünden kaçmıştı. Haziran 2006’ya kadar Foxconn hakkında hiç haber yayımlanmadı.
Ancak 2006’da London Daily Mail’de yayımlanan bir yazı, gözlerin Foxconn’a çevrilmesine sebep oldu. Yazıda, şirketin Longhua’daki fabrikasında 30.000 işçinin zor koşullar altında çalıştığını ele almıştı.
Bu açıklamalardan sonra ortalık karıştı; Apple, fabrikaya bir ekip göndererek çalışanları inceleme kararı aldı. Bu inceleme raporuna göre çalışma koşullarının gerçekten çok zor olduğu görülüyordu. İşçiler normalden fazla çalışıyor, maaş ödemelerinde sıkıntılar yaşıyor ve üç katlı ranzalarda hapis hayatı yaşıyorlardı.
Raporun ardından Foxconn, eleştirildiği konularda düzenlemeler yapsa da nafile. İlerleyen yıllarda yine bambaşka sebeplerle şirket kötü şöhretini medyaya duyuracaktı. Bunlardan biri de 2022’de gıda zehirlenmesi yaşayan fabrika işçilerinin protestosuyla Hindistan’daki fabrikası kapanmıştı.
Şu anda birçoğumuzun elinde bulunan telefonlar, tabletler bu zorlu şartlar altında çalışan işçilerin elinden çıkıyor. Şirketle ilgili şikayetler dikkate alınarak denetlense de şartların daha iyiye götürüldüğü bir üretim merkezi temenni ediyoruz.
Şirketler hakkında diğer içeriklerimiz: