Haber

Çağlar Ertuğrul: Kendimi çok ciddiye almıyorum

Onu 13 sene önce ‘Dağ’ filmiyle tanıdık. Son yıllarda her işinde farklı karakterleri canlandırmayı seçti. Samimi duruşu, şakacı tavırları çok sevildi. Başrollerin aranan isimlerinden oldu. Çağlar Ertuğrul yeni işlerini, şöhretin ikiyüzlülüğünü, magazindeki bazı olayları nasıl tiye aldığını ve ilişkisini anlattı.

caglar ertugrul kendimi cok ciddiye almiyorum Si21Yt5b.jpg

“`html

Son olarak pandemi sürecinde bir röportaj gerçekleştirdiğimiz Çağlar’la, uzun bir aradan sonra yeniden bir araya geldik. Ekrandan tanıdığınız kadar karizmatik; cam gibi mavi gözleri ve esprili kişiliği ile karşımda. Soğuk bir kahve eşliğinde sohbetimize başlıyoruz.

Uzun bir süre sonra yeniden bir araya geldik, hoş geldin.

Merhaba, çok memnun oldum. Bu hafta ‘Hakan Gence ile Sıkı Muhabbet’ programındayım (gülüyor). Sen bu ismi İngilizce klavyeyle yazmayı başarabilir misin?

Ne yazık ki hayır…

İsim seçimleri gerçekten önemli Hakan.

Katılıyorum. O zaman yola çıkalım… Nüfus kâğıdında yaşını görmeden bana kaç yaşındasın desek?

Bunun yanıtı oldukça değişken, bu yüzden 30 diyeyim. Bazen kendimi yaşlı hissediyorum. Mesela yürürken çevremdeki her şeyden çabuk sıkıldığım anlar oluyor. O zaman ruhumun yaşını hissettiğimde kendimi 38’de buluyorum. Ama bazen de eğlenmeye aç bir genç gibi hissediyorum; arkadaşlarımla Ibiza’da vakit geçirmek istiyorum ama bu düşünceler harika hissettirse de gerçek hayatta kendimi yine yaşıma döndürüyorum.

Seni ilk defa romantik komedi energisiyle tanıdık. Fakat ardından aldığın risklerle dolu kariyer planların beni etkiledi. Böyle çeşitlilik her zaman güvenli bir seçim değil değil mi?

Ben tek tip rollerle sınırlı kalmak istemiyorum. Gerçekten hayran olduğum birçok aktör var, mesela Brad Pitt her projesinde yeni bir karaktere bürünüyor. Bu çeşitlilik benim için ilgi çekici. Ayrıca bazen “Sen bu rolü taşıyamazsın” gibi inançlar da oluyor ve bu durum benim için bir meydan okuma. Türkçe’de buna ne diyebiliriz?

Meydan okuma diyebiliriz.

Bu kelime kesinlikle Türk Dil Kurumu’na girmeli.

Dışarıdan bakıldığında çok yakışıklısın ve başarılı bir kariyerin var gibi görünüyor. Sana göre hayatında sorun yok mu?

Aslında belimdeki sürekli ağrı gibi bazı zorluklarım var. Gerçekten iki farklı Çağlar var.

Nasıl yani?

Kişisel olarak kendimizi biraz şahıs şirketi gibi tanıtıyoruz. Temsil ettiğimiz yüzle iyi görünmek istiyoruz. Ama gerçek Çağlar başka; orada bazı eksiklikler çıkıyor.

Hangi Çağlar’ı seviyorsun peki?

Tabii ki gerçek olanı.

‘ŞÖHRETİN GÜLMELİ VE İKİYÜZLÜ YANLARI VAR’

Çok esprilisin, bazen söylediklerin hakikaten şakacı oluyor gibi anlaşılıyor. Her zaman bu kadar komik misin?

Evet, kendimi ciddiye almamaya çalışıyorum, yaşamı da öyle. Hayatın elbet ciddiye alınması gereken yanları mevcut, fakat bazen de hafif almak gerek. Eğlenmeye de ihtiyacımız var; herkesin bir derdi, sorunu var. Eğlenmenin yollarını bulmalıyız.

Bazı videolarında kameraların olduğunu görüp “Göbeğim var, onu çekin” diyorsun ya da havalimanında diğer ünlüleri taklit ediyorsun. Bu kadar rahatlık nereden geliyor?

Açıkçası ben kendimle de dalga geçmeyi seviyorum. Yıllar önce ‘Fashion Week’lerden bahsederken paylaştığım bir yazımda, herkes şık giyinmiş, ama evdeki gerçek halimizin kimseye görünmediğini belirttim. Şu anda havalimanına geçerken ki durum benim için bazen komik hâle geliyor. Ama bu durumu abartmamalı; ben sadece eğleniyorum.

Şöhretin en komik yönü ne?

Tanınan bir insan olmak bazen bunaltıcı olabiliyor; “Lütfen çekmeyin” dediğimiz zamanlar oluyor. Mesela kebapçıma tek başıma gitmek istiyorum ama biri beni görünce çekmeye çalışıyorsa buna itiraz edebilirim. Ama bazen bu şöhreti işime yarayacak şekilde de kullanmak istediğim anlar oluyor. Bir devlet dairesinde beklerken, belki tanıyan biri beni bir adım öne alır diye ümitleniyorum. Şöhretin böyle eğlenceli ve çelişkili yönleri var. Çok fazla maske takıyoruz.

‘HERKESİN GİZLİLERİ VAR’

Yeni projelerin neler peki?

‘Sorgu’nun yeni sezon çekimlerini tamamladık. Görüştüğüm birçok proje var, birileriyle anlaşmaya vardım, şimdi sonuçlanmaları bekliyorum. Bolca senaryo okumaktayım.

Bu sezonun teması “Sırlar ve yalanlar”. Senin hayatında ne kadar sır var?

Hepimizin mezara götüreceği sırları vardır ama burası da bir yere kadar.

Yalanlarla ilişkin nasıl?

Bazen başkalarının rahatlığı için beyaz yalanlar söylemem gerekiyor.

Eğer kendini bir sorgu odasında bulsan, sana ne sorardın?

“Şu anki halimi lise son sınıftaki Çağlar’a sorsam, mutlu olur muydu?” diye sorardım.

Cevabı ne olurdu sence?

Bilmem, bunu sormak lazım. Kariyer belirlemeye çalışıyorsun, üniversite sınavına girip sonra bambaşka bir kaldırımda yürüyorsun…

Koç Üniversitesi’nden mühendislik mezunusun, değil mi?

Evet.

Neden sonrasında oyunculuğa yöneldin?

Aslında, okul hayatım boyunca tiyatroya ilgi duymuştum. Tiyatro kulübü, okulumda benim için önemliydi ve bu sebeple okulum bir yıl uzadı. O dönem tiyatroya olan ilgimle oyunculuk eğitimi aldım. Sonrasında ‘Dağ’ filmi ve dizi teklifleri geldi.

Geçen sezon ‘Override’ adlı bir tiyatro oyunu sahneledin. Sahnede olmak hoşuna gitti mi?

Ben üniversiteden mezun olduktan sonra aslında tiyatro ile başlamıştım. Büyük bir sahne deneyimim yoktu ama yabancısı da değildim. Değişen koşullar bana biraz zorlayıcı geliyor; seyircilerin sinemaya ve tiyatroya ulaşması zorlaştı. Ama hâlâ çok iyi oyunlar ve eserler var, bu alana zevkiyle yaklaşan izleyiciler de mevcut.

‘BİR DİZİDE OYNADIK DİYE ZENGİN YAŞADIĞIMIZ ALGISI VAR’

Son günlerde Dilan Çiçek Deniz’in açıklamalarının ardından, oyuncular arasında tartışmalar doğan bir soru var; sence oyunculuk kutsal bir meslek mi?

‘Kutsal değil’ demem bekleniyor ama bu, bazı kişileri rahatsız edebilir. Aslında bu tartışmanın başka boyutları var. Oyuncuların söylediği sözler anında gündem teşkil ediyor; buna şaşırıyorum. Herkesin fikrine saygı duymak gerek.

Ama kutsal olup olmadığına dair net bir yanıt vermedin…

Gerçekten bu konuyu tartışmak istiyorsam, kutsal değil elbette. Kutsallık tanımına göre doktorlar ve öğretmenler daha önemli. Ama şunu belirteyim ki, oyuncuların sürekli toplumdan ilgi beklemeleriyle yükümlü olduğunu düşünüyorum; konuşunca da farklı yorumlarla karşılaşıyorlar. Futbolculara böyle bir baskı yapılmıyor. Biz, bir dizide görev aldık diye zengin ve şatafatlı yaşamlar sürüyor gibi algılanıyoruz.

Gerçekten öyle mi?

Hayır, belli bir kesim böyle yaşıyor olabilir ama bu işin her kesiminde değişiyor. Örneğin, benim kazancımın on katını kazanan avukatlarla da tanıştım. Dolayısıyla, her meslek için genelleme yapmamak lazım…

‘KİMSE KİMSEYİ KANDIRMIYOR’

Kayla Manukyan ile 7 yıllık bir ilişkin var. Neden sosyal medyada fazla fotoğraf paylaşmıyorsunuz?

Paylaşmıyorum çünkü o yanlış yönlendirilmesi kolay bir durum; insanlar her durumda gerçek hayattan kopabiliyor. Ara sıra fotoğraflarımızı paylaşıyoruz fakat ailemle ve Kayla ile fazla özel anları paylaşmayı sevmiyorum, bu benim doğamda yok.

Kayla, oyuncu mu?

‘Fazilet Hanım ve Kızları’ dizisinde tanıştık; o kostüm asistanıydı.

7 yıl gerçekten uzun bir süre. İlişkinizi devam ettiren temel unsur ne sence?

Birbirimizi anlayabilmek ve bireysel alanlara saygı gösterebilmek önemli.

Yakın zamanda bir arkadaşınızın düğününde “Evlilik düşünüyor musunuz?” sorusu soruldu ve bu nedenle eleştirildiğinizi belirttin. Neden böyle bir tepki aldınız?

Evet, bazıları “Yeter artık, evlenin” ya da “Kızı oyalıyor” gibi eleştiriler yaptı. Herkesin kendi düşünceleri var; kimse kimseyi oymuyor, herkes özgür ve kendi hayatlarını seçebilme hakkına sahip.

“`