Son 20 yılda ortalama yüzde 5,4 büyüme sağlandığına dikkat çeken Cevdet Yılmaz, “Dünya son 20 yılda ortalama yüzde 3,6 büyümüş, 20 yıllık bir süreçte dünyanın 1,8 puan üstünde, yüksek büyüme gerçekleştirmişiz. Küresel finansal kriz sonrası döneme baktığımızda yani 2008- 2009 dönemi sonrasına baktığımızda, bu büyüme hızımızın yüzde 6’lara çıktığını görüyoruz, oldukça önemli bir performans sergilediğimizi, küresel finansal krizin etkilerinin oldukça sınırlı kaldığını görüyoruz” dedi.
‘NEREDEYSE DÜNYANIN 3 KATI DAHA FAZLA BİR BÜYÜME PERFORMANSI SERGİLEMİŞİZ’
Kovid- 19 salgınının Türkiye ekonomisine nispi olarak diğer ülkelere göre, dünya ortalamalarına göre daha az etkide bulunduğunu anlatan Yılmaz, “Dünya performansı ile Türkiye performansını mukayese ettiğimizde 2020, 2021, 2022’yi; son 3 yılı dikkate aldığımızda dünya ekonomisinin kümülatif olarak büyümesi yüzde 7 civarında baktığınızda yani bu 3 yılın toplam büyümesi yüzde 7 olmuş. Türkiye’nin bu süreçte, bu son 3 yıldaki kümülatif birikimli büyümesi ise yüzde 20 civarında olmuş, neredeyse dünyanın 3 katı daha fazla bir büyüme performansı sergilemişiz. Bütün bunlar Türkiye ekonomisinin doğru yolda olduğunu gösteren, dünyadaki konumunu yükselttiğini gösteren göstergeler” diye konuştu.
‘1 TRİLYON DOLARI GEÇEN BÜYÜME OLACAK’
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ekonominin iyiye gittiğini kaydederek, şöyle dedi:
“Bugün baktığınızda, bu yıl itibarıyla nominal dolar bazında ilk defa 1 trilyon doları geçen bir ekonomik büyüklüğümüz olacak, bundan 20 yıl önce 230 milyar dolar civarındayken 1 trilyon doları geçecek. Bugünden 12 ay geriye gittiğimizde 1 trilyon 70 milyar doları aşmış durumdayız, yılsonu itibarıyla 1,1 trilyon dolara yakın büyüklükte bir ekonominin hesap edileceğini tahmin ediyoruz. Dolayısıyla Türkiye ekonomisi önemli bir eşiği de bu şekilde aşmış durumda. İlk defa nominal dolar bazında 1 trilyon doları aşacağımız bir yıl olacak. Nominal dolar bazında dünyanın 17’nci büyük ekonomisi konumundayız IMF’nin yaptığı tahminlere göre.”
‘BÜYÜME PERFORMANSI DEVAM EDİYOR’
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2023’te büyüme performansını devam ettirdiklerini kaydederek, “3 çeyreklik döneme baktığınız zaman 9 aylık performansımız yüzde 4,7 civarında. Son dönemlerde dünya ekonomisinde de bir yavaşlama var, ticarette bir daralma var. Bir taraftan jeopolitik gelişmeler, olumsuzluklar bölgemizi ve dünyayı etkiliyor, deprem var, bir de bize özgü yaşanan. Bütün bu şartlar altında 4,7 büyüme ilk 9 ayda oldukça tatminkar bir büyüme. Yılsonu itibarıyla da orta vadeli programımız çerçevesinde 4,4 büyümeyi bu durumda yakalayacağımıza, hedefimize ulaşacağımıza inanıyoruz” açıklamasında bulundu.
‘YÜZDE 4 BÜYÜMEYİ SAĞLAMAK İSTİYORUZ’
Büyümede sevindirici hususların da olduğunu kaydeden Yılmaz, “Bu büyümede sevindirici olan bir husus makine, teçhizat yatırımlarının sabit sermaye yatırımlarının içinde gösterdiği performans; yüksek bir büyümeyle artıyor makine, teçhizat yatırımlarımız. Bu da potansiyel büyümemizi, geleceğe dönük büyümemizi, perspektifimizi güçlendiren unsurlardan bir tanesi. Enflasyonla mücadelemiz kapsamında tüketim harcamalarında gözlenen ivme kaybı olmakla birlikte büyümemizin kompozisyonunda özellikle yatırım ve ihracat odaklı bir şekilde büyümeyi devam ettirme, sürdürme kararlılığı içindeyiz. 2024 yılında hem üretim hem talep yönüyle dengeli bir görünüm içinde büyümemizi devam ettirip yüzde 4 büyümeyi sağlamak istiyoruz” dedi.
‘ENFLASYONLA MÜCADELE’
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, enflasyonla mücadele hedeflerine ilişkin, “Enflasyonla mücadele ettiğimiz bir ortamda geçmiş ortalamalarımızdan bir miktar daha düşük bir büyüme var. Dünyada da aslında geçmiş ortalamalarının daha gerisinde bir büyüme ortalaması söz konusu. Ancak, sürdürülebilir büyüme, istikrar içinde büyüme anlamında da 2024 yılı kazançlı çıkacağımız bir yıl olacak diye ifade etmek istiyorum” dedi.
‘İSTİHDAM DA BÜYÜME KADAR ÖNEMLİ’
Yılmaz, istihdamın da büyüme kadar önemli olduğuna dikkat çekerek, “Büyüme ve istihdam temel 2 gösterge. İstihdama baktığınızda, 2023 yılı ekim ayında mevsimsel etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,5 puan azalarak 8,5 olarak gerçekleşmiş durumda. En son 2012 yılında bu civarda bir rakam görmüştük dolayısıyla son on bir yılın en düşük işsizlik rakamıyla karşı karşıyayız, bu da çok sevindirici. Bir taraftan enflasyonla mücadele ettiğimiz bir ortamda diğer taraftan işsizlikte bir kazanım elde etmiş olmak gerçekten son derece sevindirici” diye konuştu. Yılmaz, genç işsizlikte de bir önceki yıla göre 5 puan civarında bir düşüşün söz konusu olduğunu da sözlerine ekledi.
‘İSTİHDAM PROGRAMLARI DEVAM EDECEK’
İstihdamı artırmaya dönük politikaların devam edeceğini vurgulayan Yılmaz, “İstihdam dostu bir büyüme politikasıyla yolumuza devam edeceğiz. Aynı büyüme oranıyla farklı istihdam oranları üretmeniz mümkün dolayısıyla büyümeyi istihdam dostu bir şekilde organize etme yönünde yine bir yaklaşımımız söz konusu. Önümüzdeki yıllarda her yıl, yıllık, ortalama 900 bin ilave istihdamla istihdamımızı çok daha yukarılara taşımak istiyoruz” dedi.
‘GELİR TARAFINDA DAHA OLUMLU BİR PERSPEKTİFİMİZ VAR’
Ocak- kasım dönemi bütçe açığının 532,4 milyar lira olduğunu kaydeden Yılmaz, şöyle devam etti:
“Bizim, orta vadeli programda bu yıl için tahminimiz 1,6 trilyon liralık bir açıktı, bugün itibarıyla 532 milyar lira görünüyor. Yalnız, bu yanıltmasın bizleri. Son ay, son haftalar birçok hesabın kapandığı dolayısıyla harcamaların yükseldiği dönemlerdir. Bu ay itibarıyla özellikle depremle ilgili yapılan harcamalardaki birtakım hak edişler, kesinleşmeler, ödemeler, diğer birtakım harcama kalemlerindeki ödemelerle bütçe açığımız daha yüksek bir seviyede gerçekleşecek. Ancak şunu da rahatlıkla söyleyebilirim; orta vadeli programda öngördüğümüz açık oranının altında kalmış olacağız. Bir taraftan da gelir tarafında da daha olumlu bir perspektifimiz var, gelirlerimiz de artmaya devam ediyor ve orta vadeli programda öngördüğümüz gelirin üzerinde bir gelirle bu yılı kapatacağız. Bütün bunlarla baktığınızda 6,4 olarak öngördüğümüz bütçe açığının milli gelire oranı bunun altında gerçekleşecek.”
‘ENFLASYONLA MÜCADELE KAPSAMINDA PARA VE MALİYE POLİTİKALARIYLA HAREKET EDİYORUZ’
Yılmaz, enflasyonla mücadele kapsamında bir taraftan para politikaları, bir taraftan maliye politikalarıyla hareket ettiklerini belirterek, “Diğer taraftan sağlam bir bankacılık yapısını da sürdürüyoruz. 15 Aralık tarihi itibarıyla tahsili gecikmiş alacak oranı yüzde 1,5’la tarihi ortalamalarının altında seyretmektedir, dolayısıyla sağlam bir bankacılık sistemimiz var. Sektörün sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 18,4’le kanuni oranların oldukça üzerindedir, dolayısıyla belli risklere karşı güvenceli bir yapı içinde olduğumuzu rahatlıkla ifade edebilirim. Yine, mali sistem içinde Türk Lirası mevduatların payının hızla arttığını ifade etmek isterim. Bugün geldiğimiz noktada TL mevduatlarının payı yaklaşık yüzde 62 civarındadır” diye aktardı.
Yılmaz, rezerv artışlarına ilişkin verileri paylaşarak, “7 aylık bir sürede 44 milyar doları aşan bir rezerv artışı söz konusu; bu da ülkemize ilişkin risk algılarını yine oldukça etkileyen, olumlu yönde etkileyen bir durum” dedi.
‘HENÜZ SON AYA İLİŞKİN RAKAM ÇIKMIŞ DEĞİL’
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, orta vadeli programda bu yıl için öngördükleri enflasyon oranın yüzde 65 civarında olduğunu kaydederek, “Henüz son aya ilişkin rakam çıkmış değil, o çıkınca daha iyi görmüş olacağız. Gelecek yılın ortalarından itibaren enflasyonda belirgin bir şekilde düşüşü, yıllık enflasyonda belirgin düşüşü hep birlikte göreceğiz” diye konuştu.
‘4 PUANLIK BİR DÜŞÜŞ’
12 aylık enflasyon beklentilerinde aralık ayı itibarıyla ekim ayına kıyasla yaklaşık 4 puanlık bir düşüş olduğunu kaydeden Yılmaz, “Bu da sevindirici, giderek enflasyonda daha olumlu beklentiler oluştuğunu görüyoruz. Otomotiv gibi, işte, dayanıklı birtakım tüketim malları gibi bazı piyasalarda bunun yansımalarını görmeye başladık. Diğer alanlarda da zaman içinde daha net bir şekilde bunun sonuçlarını göreceğiz” diye konuştu. Yılmaz, dış ticaret açısından da oldukça iyi bir performans gösterdiklerini söyledi.
Yılmaz, orta vadeli program ile ilgili hedeflere ilişkin ise şöyle dedi:
“Orta vadeli dönemi tamamlamak için gayret ediyoruz. Bir taraftan enflasyonla mücadele için parasal sıkılaştırma politikası izlerken ve belli finansal koşullarda maliyet artışları yaşanırken diğer taraftan yatırımlar ve ihracat için özellikle, bu iki kalem için daha nitelikli, seçici bir şekilde buralarda finansman maliyetlerini düşürücü tedbirleri de hayata geçiriyoruz. Bunlardan bir tanesi, YTAK dediğimiz yatırım taahhütlü avans kredisi, bunun başvurularını 20 Aralık itibarıyla başlatmış durumdayız. En az 1 milyar lira büyüklüğünde, teknolojik, stratejik içeriği belli kriterlerle tespit edilmiş projelere Merkez Bankamızın kaynaklarından ve aracı bankaların finansal değerlendirilmesiyle birlikte düşük faizlerle finans desteği vereceğiz, yüzde 15’le 30 arasında alınan puana göre değişen faiz oranlarıyla ve on yıla kadar varan vadelerle kredi imkanı sağlayacağız.”
‘DEPREM HARCAMALARI’
Yılmaz, deprem bölgesine ilişkin yapılan ve yapılacak olan harcamalara ilişkin, “Bütçemiz içinde bu yıl deprem harcamaları için 762 milyar ödenek ayırdık. Gelecek yıl için bu rakamı 1 trilyon 28 milyar liraya çıkardık. Çok ağırlıklı bir kalem bütçelerimiz içinde; bu yılki ödeneğin milli gelire oranı yüzde 3, gelecek yılki ödeneğin gelecek yılki milli gelire oranı yüzde 2,5 civarında. Dolayısıyla oldukça önemli harcamalar yapıyoruz. Bu yıl ve gelecek yıl ağırlıklı bu harcamalar, 2025’te ve 2026’da da devam edecek ama azalan bir ivmeyle. Dolayısıyla bu yıl ve gelecek yıl depremin yaralarını kalıcı bir şekilde, büyük oranda sarmış olacağız. Şöyle bir özelliği var deprem harcamalarının; bunlar aynı zamanda yatırım niteliğinde harcamalar ve bütçede yapısal bozulma oluşturmayan tek seferlik harcamalar. Dolayısıyla bütçemizde yapısal bir bozulma oluşturmadan şehirlerimizi, ülkemizi daha dirençli hale getiriyoruz” diye konuştu.
KENTSEL DÖNÜŞÜM
Yılmaz, kentsel dönüşümün önemine dikkat çekerek şöyle dedi:
“Kentsel dönüşüm konusunda da son dönemde çok önemli bir inisiyatif geliştirdik. Bütçe ve bütçe dışı imkanlarla kentsel dönüşümü hızlandırmak ve deprem, afet risklerini genelde aşağıya çekmek istiyoruz; bu konuda önemli bir çalışma içindeyiz. 2024 yılında, afet konutları yapımı ve altyapı giderleri için 649,8 milyar lira ödenek ayırdık. Deprem bölgesi yerinde dönüşüm kampanyası için kendi evini yerinde dönüştürene hibe ve hibe içeriği olan krediler veriyoruz biliyorsunuz, bunlar için 135 milyar lira ödenek ayırdık. İstanbul’da bu daha önce ‘yarısı bizden’ diye ifade edilen, şimdi yeniden gündeme getirdiğimiz proje için 78,9 milyar lira gelecek yılın bütçesine para koymuş durumdayız. Bunu özellikle İstanbul’daki dönüşüm için değerlendireceğiz.”
‘SİSTEMİN EKSİKLERİ VARSA GİDERİLEBİLİR’
Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne yönelik eleştirilere cevap verdi, sistem de varsa aksaklıkların giderilebileceğini söyledi. Yılmaz, bütün sistemlerde mutlaka bir zaaf olduğunu ifade ederek, “Eksiklik vardır, iyileştirilecek taraflar vardır, tecrübeyle oluşacak, geliştirilecek hususlar vardır. Bunlar, elbette her zaman konuşulabilir, tartışılabilir ama milletimiz yeni sistemi onaylamıştır. Yeni sistem de aslında çeşitli testlerden geçmiştir. Milletimizin testinden geçtiği gibi, kovidin testinden de geçmiştir, dünya da yaşanan ekonomik krizlerin testinden de geçmiştir, terörle mücadele testinden de geçmiştir, dış politika testinden de geçmiştir; başarılı bir sistem olarak yoluna devam etmektedir” diye konuştu.
KABUL EDİLDİ
Cumhurbaşkanı Yardımcısı, konuşmasında Cumhurbaşkanlığı’na bağlı kuruluşların tek tek tanımını da yaptı. Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kuruluşlarının bütçeleri kabul edildi. Ardından bütçenin maddeleri üzerinde görüşmelere geçildi.